İnsanın yaşam birikimiyle birlikte hayatına "hatıralarım" diyebileceği pek çok anı ve onu anımsatan objeler girer.. Ömrüm boyunca bana babaannemin kokusunu hatırlatacak, paramparça olsada hep saklayacağım ondan yadigar yemeniler, anneannemin telkari broşları ve kendi eliyle yazdığı eski türkçe yazılar.. Anneciğimin gelinliği.. Tüm sülaleden topladığım en genci 60 yıllık olan antika kahve fincanlarım.. bundan 12 yıl önce kaybettiğim, 23 yıllık doğuştan arkadaşımın karakalem resimleri.. Bu saydıklarımın herbiri yazdığım sebeplerden dolayı beni duygulandıran, dokunmaktan, bakmaktan, varolmalarından zevk aldığım objeler.. Fakat hiçbirisi yazmış olduğunuz şekilde hem ihtiyacı hemde duygusallığı barındırmıyor.. Evden çıkarken kahve fincanlarımdan birisini yanıma almamam bana o gün herhangi bir kayıp sağlamaz. Fakat cep telefonumu unutmam tüm günümün aksamasına sebep olabilir. Cep telefonum olmazsa olmaz bir tasarım benim için. Onunla kuracağım duygusal bağ ise ancak o an konuştuğum kişiden kaynaklanabilir. Sevinçli bir haber, acı bir haber, sevgi dolu, hüzün dolu, neşeli, şakacı konuşmalar benim duygularımın akışını değiştirebilir.. Ve obje karşımdakiyle yaşayacağım duyguyla aramda ancak aracı olur.
Hem ihtiyaca hitap eden hemde duygusal bağ kurabileceğimiz ve günlük hayatımızda yok olduğunda eksikliğini duyabileceğimiz tasarımların büyük çoğunluğu (bana göre) elimizden hiç düşürmediğimiz tasarımlardır.. Mutfak robotu, televizyon kumandası, cep telefonu, tuvalet kağıdı gibi sayıları baya fazla olan ve farkında olmadan hayatımıza soktuğumuz tasarımlar..
Bu saydıklarımın bir anda kullanım mekanınızdan yok olduklarını hayal ederseniz ne demek istediğim daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum..
Sevgiyle Kalın..
13 Şubat 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder